13 Şubat 2009 Cuma

ocak


Aylardan ocak,ve ben bilmediğim bi yokuştan hızlı adımlarla ilerliyorum.arkamdan gelen ayaksesinin gücü olmasa belki de tek bi adım bile atacak gücüm yok oysa ki.ilerliyorum,hapishaneden yeni kaçmış bir mahkum,tımarhaneye bile fazla gelen bir deli olduğunu anladığı için firar eden bir akıllı gibi...''atla'' diyor arkamdaki ses kısık bir sesle,''atla duvardan''.ezilmekle üzülmek arasında gidip gelirken bir an içimden şunu soruyorum kendime;''neden yorulmadan yokuş çıkmadan eve ön kapıdan girmek varken,ben yorgun kalbim ve yorgun ayakllarımla gizli saklı yollardan geçmek zorundayım''...
Ağır ağır çıkıyorum merdivenleri,varlığımdan rahatsız olabilecek insanları varlığımla rahatsız etmemek için.ve onlar hala bilmiyorlar varlıklarının ruhumu ne denli acıttığını ! sırf onlar huzur içinde yaşasın diye benim bir adsız gibi yaşadığımı,bir piç bir failimeçhul !
Karşımda sigarası elinde şarabını yudumlarken soru işaretleriyle bakıyor bana.ne yapmam,ne söylemem gerek bilmiyorum.büyük bir kız gibi,en aldırmaz halimle hal hatırmı sormalıyım,yoksa kendimi kollarına atıp '' gitmek istemiyorum,hapset beni,zincirle bu çatıkatına!ara sıra gel , şarabımı içir sigaramı yak,saçımı okşa,kıyafette getirme gömleğin yeter bana,sadece bırakma beni gitmek istemiyorum'' mu demeliyim,bilemiyorum ...
Ne denir bilmiyorum.benim olmayan,başkasının tekeli altındaki bir aşka ne denir bilmiyorum!hangi kelimelerle anlatabilirim hiçliğimi bilemiyorum!O da bilmiyor sanırım,bu yüzden konuşmayı bir kenara bırakıp sadece öpüyor,öpüşmelerin beni ne denli acıttığını bilmeden!
_ birazdan evde olmam lazım
_anlıyorum...zaten bende çok geç kaldım(!)
diyorum, üstelik nereye geç kaldığımı da bilmiyorum ...
Tekrar atlayıp o duvardan,kalan varlığımı yokuş aşağı bırakıyorum.yola koyuluyoruz,radyoda güzel bir şarkı, ''dursam bulur,kaçsam bulur ve sonunda kapılırım,bir aşk bulur peşinden dökülürüm yollara''
Bu şarkı bana gelsin diyorum kısık bir sesle,gülümsüyor !
_yağmur yağıyor
_evet
_ağlıyormusun sen
_hayır...sıcaktan soğuğa geçtim ya burnum akıyor sadece...!
O an bana yardımcı olabilecek tek kişi oydu.oysa buna ihtiyacım olduğunu anlamayan tek kişi oldu ancak!

2 yorum:

  1. Bir dişinin erkekten beklediği en büyük destek, onun kolları arasındaki yumuşak fiziksel sıcaklığı değil, aklının ucundaki dokunulmaz ruhuna tutunabilmesidir. Ne yazık ki erkeğin yapısı, bunu anlayabilecek kapasiteye çoğu zaman sahip olamaz. İnandıklarımızdan gelen ve yakın gibi görünen nice kelimeler, aslında basitçe dudaklardan dökülen ziyanlardan öteye gidemez. Anlaşılmışlık ile anlaşılmamışlık arasındaki karmaşa, küllenmiş olarak savrulur etrafa.
    Bazen bizim olmasını istediğimiz varlıklar çok yakınımızdaymış gibi görünse de, onlara bir türlü sahip olamayız. Ya kaygandır etkileri teğet geçer, ya da seraptır ki gördüğünü zanneder yanılırsın. Kelimelerindeki vurgular çok etkili ANONYME. Daha ilk yazından kopardın beni. Devamını beklerim.

    YanıtlaSil